Özet
Endometriozis sık görülen jinekolojik bir hastalıktır ve hastaların günlük hayatları anlamlı bir şekilde olumsuz olarak etkilenmektedir. Özellikle henüz gebe kalmamış genç hastalarda hastalığın yönetimi sırasında hastalığın ilerleyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Hala tartışmalı bir konu olmasına rağmen bazı uzmanlara göre lezyonların ciddiyeti hasta yaşı ilerledikçe artmaktadır. Bu da lezyonların zaman içerisinde büyüdüğüne işaret etmektedir. Hasta yaşı ile lezyonların şekli, evresi ve de lokasyonu arasındaki ilişkili belirlemek için Fransa’da Dr. Roman ve grubu retrospektif bir çalışma gerçekleştirdiler. Bu çalışma yakın zamanda ‘The Journal of Minimally Invasive Gynecology’ adlı dergide yayınlandı.
Nisan 2009 ile Nisan 2014 tarihleri arasında CIRENDO veri tabanına kaydedilmiş totalde 1560 cerrahi müdahale bu kesitsel kohort nitelikteki çalışmaya dahil edildi. Yaşa göre hastalar 6 kategoride incelendi; A (20 yaşından küçük), B (21-25), C (26-30), D (31-35), E (36-40), F (40 yaşından büyük). Analizde hasta özellikleri, semptomlar (belirtiler), endometriozis lokasyonu ve hangi cerrahi müdahalelerin uygulandığı değerlendirildi.
Endometriozis evresinin grup A’dan grup C’ye gidildikçe ilerlediği izlenmiş. Ayrıca derin infiltratif endometriozis lezyonlarının izlenme oranı en genç grupta (grup A, 20’den küçük) düşük olarak belirtilmiş. Yaş ilerledikçe bu oranda artış izlenmiş.
Bu sonuçlar endometriozisin üreme çağındaki kadınlarda 40’lı yaşlara kadar ilerlediğini göstermektedir.
Genel olarak Dr. Roman’ın grubu adölesan (ergenlik) çağdan üreme çağının belli bir dönemine kadar cerrahi gerektiren olgularda endometriozisin ilerlediği sonucuna varmışlardır. Bu sebeple 25 yaş altı kadınlarda hastalığın ilerlemesini engellemek için endometriozisin erken tanısı için aktif olarak çalışılmalıdır.
Bu çalışmaya geniş bir hasta kitlesi dahil edilmiştir ve de dikkatli prospektif (ileriye dönük) data kullanılmıştır. Fakat gruplar arası hasta sayısındaki farklılık ve de derin infiltratif endometriozis olgularındaki prevalans (sıklık) fazlalığı çalışma sonuçlarını etkilemiş olabilir.
Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Fitnat TOPBAŞ