loader image
Close
  • Ana Sayfa
  • Derneğimiz
    • Yönetim Kurulu
    • Dernek Tüzüğü
    • Kurucu Üyeler
    • Üye Listesi
    • Online Üye Başvurusu
    • Medya Köşesi
    • Basında Biz
    • Faaliyet Raporları
  • Derneğimizden Haberler
  • Klinik Haberler
  • Kongreler
    • Gelecek Kongreler
    • Geçmiş Kongreler
  • Projeler
    • EndoOkulda
    • Kredi Yurtlar Kurumu
    • Kurumsal
  • EndoMart
  • Kütüphane
    • Column One
    • Column Two
    • Column Four
    • Column Three
  • İletişim
  • +90 532 515 69 99
  • ead@endoadeno.org.tr
Youtube Instagram Facebook Twitter Linkedin
  • Türkçe
  • English
Hastalar İçin

  • Ana Sayfa
  • Derneğimiz
    • Yönetim Kurulu
    • Dernek Tüzüğü
    • Kurucu Üyeler
    • Üye Listesi
    • Online Üye Başvurusu
    • Medya Köşesi
    • Basında Biz
    • Faaliyet Raporları
  • Derneğimizden Haberler
  • Klinik Haberler
  • Kongreler
    • Gelecek Kongreler
    • Geçmiş Kongreler
  • Projeler
    • EndoOkulda
    • Kredi Yurtlar Kurumu
    • Kurumsal
  • EndoMart
  • Kütüphane

      Sunumlar

      Dergiler

      Videolar

      Makale Özetleri

      Link Kütüphanesi

      Kılavuzlar

      Bültenler

      Kitaplar

    • Column One
    • Column Two
    • Column Four
    • Column Three
  • İletişim
Klinik Haberler

PMS veya premenstural sendrom ve endometriozis

By Endometriozis Derneği 

Geleneksel görüş

Premenstural sendrom, yaygın ve iyi bilinen fakat yeteri kadar anlaşılamayan bir sendromdur, her kadında olmasa da kadınların çoğunda görülür.

PMS semptomları çeşitlilik gösterir…

  • Bazı kadınlarda başlıca beyin semptomları veya premenstural disforik bozukluk ile rahatsızlık hissi, depresyon, duygu dalgalanmaları, endişe, uyku bozukluğu, kişilik değişimleri ve daha şiddetli psikiyatrik sendromlar oluşabilir.
  • Kimi kadınlar da karında şişkinlik, su tutma ve meme hassasiyeti gibi “progesteron” etkilerinden şikayetçidir.

Geleneksel jinekoloji ve endokrionoloji progesteron seviyelerinin ve hormon değişikliklerinin PMS için itici güç olduğu düşüncesindedir. Klasik fakat deneysel oral veya intravajinal olarak yapılan progesteron tedavisi ne yazık ki çok etkili değildir. Hatta yakın zamandaki Cochrane incelemesine göre ovulasyonun (yumurtlamanın) baskılanması bile etkili değildir.

Literatürdeki eksikler nelerdir?

Geleneksel jinekoloji ve endokrinoloji klinik gözlemi değerli bilgi olarak görmemektedir. Kanıta Dayalı Tıpta “kanıtlanamayan şey mevcut değildir” inanç haline gelmiştir. Yakın zamanda bunu cerrahi için tartışmıştık.

30-40 yıllık jinekolojik endokrinoloji ve endometriozisten sonra PMS için önemli olduğunu düşündüğümüz:

  • Yaşın etkisi: genç kadınlarda şiddetli PMS nadirdir, yaşla artar ve 45 yaşından sonra geriler.
  • Uterusun önemi: Ovulasyon belirtileri gösteren ve düzenli ovulasyon döngüsü olan kadınlarda bile uterus (rahim) yokluğunda şiddetli premenstrural sendrom oldukça nadirdir.
  • Progesteron etkisinin bireyden bireye değişim göstermesi: Tıp ve araştırma ortalama etki üzerinde yoğunlaşmaya eğilimlidir. Oysa her kadın farklıdır. Bilindiği gibi oral yoldan verilen progesteronların (ve östrojenlerin)  biyoyararlanımı kadından kadına 4 kata kadar değişebilmektedir.  Progesteronun bireydeki etkisi ( ovulasyon inhibisyonu yapan doz ve clauberg testi)  kadından kadına daha da değişkenlik gösterdiği bilinmektedir.  Bireysel değişkenliğin bir Gauss dağılımına sahip olduğunu göz önünde bulundurursak, gerçek değişkenlik en uç noktadaki kadında 10 katın üzerinde olacaktır. Bu durumda farklı kadınlarda 1 mg ve 10mg aynı etkiyi gösterebilir. Bu hormon replasman tedavisinde barizdir.
  • Progesteronun beyin üzerindeki etkileri; özellikle de östrojenlerle etkileşimi ve 5 alfa indirgenmiş progestinlerin etkileri yeterli ölçüde anlaşılamamıştır. Bu konuda çalışmak zordur fakat etkisi olmadığı şeklinde yorumlanmamalıdır. Beyindeki etkilerinin örnekleri; kemirgenlerdeki hipnotik etkiler ve primatlarda libido ve cinsellik üzerine yapılan güzel çalışmalardır. Kadınlarda hemen adet öncesi dönemde aşırı agresiflik meydana gelir. Lokal progesteron bir immunsupresör gibi işlev gösterebilir.
  • Progesteronun bazal endometriumda, endometriozis ve myom büyümesi üzerine olan etkisi tam anlaşılamamıştır.  Ayrıca son zamanlarda derin endometriozisin heterojen olduğunu ve bazı kadınlarda endometriozis büyümesini inhibe etmek yerine stimüle ettiği bildirilmiştir.
  • Mevcut progesteron reseptör modülatörlerinin (antagonist ve parsiyel agonist) beyin üzerine etkisi yeterince araştırılmamış veya anlaşılamamıştır.

PMS tedavisi

PMS, progesterona karşı direkt beyin üzerine veya dolaylı olarak rahim üzerinden aşırı duyarlılık etkisi gösterme özelliğindedir.

Tedavi kişiler arası duyarlılık ve metabolizmadaki değişkenliklerin önemli rol oynadığı potansiyel mekanizmaların anlaşılmasını gerektirir. Progesteron reseptör modülatörleri ve rahimde ilk geçiş etkisi göz önünde bulundurularak tedavinin bireyselleştirilmesi, tedavinin köşe taşıdır.

Kaynak Site: http://www.gynsurgery.org
Çeviren: Stj. Dr. Buket Tuğba ÇALIŞKAN


Endometriozis ve Adenomyozisle Birlikte Görülen Hastalıklar
Previous Article
Endometriozis ve Migren Komorbiditesi
Next Article

Copyright 2024 - Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

Share on