Kadın vücudunun en hassas bölgelerinden biri uterustur (rahimdir), çünkü yalnızca üreme fonksiyonuna sahip değildir, aynı zamanda sistemin hormonlarının birçoğu burada düzenlenir. Bu nedenle, doğru tıbbi müdahalenin yapılabilmesi için onu etkileyebilecek her türlü hastalığı veya durumu tanımlamak çok önemlidir. Bugün endometrial hücreler ve bunları etkileyen en yaygın iki hastalık hakkında konuşacağız: Endometriozis ve adenomyozis. Endometriozis, endometrial hücrelerin uterus dışındaki anormal bir oranda ve fallop tüpleri veya lenfatik sistem gibi vücudun nadir bölgelerinde büyümesine neden olan bir durumdur.
Endometriozis semptomları giderek ilerler ve dört aşamalı olarak kendini gösterir:
Minimal: Yumurtalıkların içinde küçük, sığ lezyonlar ve endometrial implantlar, hafif pelvik inflamasyon şeklindedir.
Hafif: Lezyonlar ve endometrial implantlar büyümeye devam eder; pelvik ağrı sabit hale gelir.
Orta: Endometrial implantlar yumurtalıkların içinde ve dışında derinleşir.
Şiddetli: İmplantlar vücudun diğer bölümlerinde, çoğunlukla fallop tüpleri ve barsaklarda çoğalır.
Şimdi Adenomyosis hakkında konuşalım: Bu anormal büyüme sadece uterusun içinde gerçekleşir. Bu, durumun kendisini vücudun bir parçası olarak izole ettiği anlamına gelir, ancak bu durumun teşhisini zorlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda başkalarından ayırt etmeyi zorlaştırır.
Adenomyozis ile ilişkili semptomlar şunlardır:
Yaygın büyümüş uterus
Aşırı menstrüel kanama (menstrüasyon sırasında uterin kasların kasılmasına müdahale eden endometrial doku nedeniyle)
Ağrı, kanama ve pelvik peritonun irritasyonu.
Her iki koşul da doktorlar tarafından ilk aşamada gözden kaçırılabilir. Endometriozisin başlıca semptomu pelvik ağrıdır ve bu genellikle uzmanlar tarafından kas ağrısına veya travmalara bağlanır. Adenomyozis ana semptomu düzensiz kanama ve menstrüasyon olup, doktorların diğer durumlardan önce düşünmelerini daha olası hale getirir, ancak bir ultrason gerçekten adenomyozis veya bir tümör olup olmadığını belirlemekte yardımcı olur.
Tedaviler
Endometriozis genellikle ağrı kesici ilaçlarla tedavi edilir, ancak hormonal tedavi de kullanılır. Ibuprofen gibi ilaçlar hasta üzerinde herhangi bir etkisi olmadıkça daha kuvvetli ilaçlar reçete edilir. Hormonal terapi, hücrelerin endometriozis büyümesini azaltmak için düzenlenmesine yardımcı olur. Ameliyatlar genellikle hamile kalmak isteyen kadınlar için yapılır, ancak şartların ağır şekilde yayılması durumunda histerektomi (rahim alınma operasyonu) önerilir.
Adenomyozis tedavileri geniştir ve genellikle durumun semptomlarına ve evrelerine bağlı olarak değişir ve tek tedavinin şu olduğuna değinilmelidir: Yumurtalıkların tamamen çıkarılması. Burada, en çok hangi tedavinin ve neden kullanıldığını açıklayacağız:
İbuprofen gibi anti-inflamatuar ilaçlar, endometriozis tedavilerine benzer. Reçete edilen dozlar menstruasyon döngüsünün başlangıcından iki ila üç gün önce alınmalı ve süre boyunca devam etmelidir.
Hormonal tedaviler, semptomlara katkıda bulunan artmış östrojen seviyelerini tersine çeviren oral ve progestin-içeren kontraseptifleri (doğum kontrol hapları) içerir.
Endometriyal ablasyon, endometriumun alınmasını içerir ve kısa düzelme süresi olan bir prosedürdür. Hastalık kasları derin olarak etkilemişse tavsiye edilmez.
Uterin arter embolizasyonu, damar büyüklüğünü azaltmak ve uterustaki skar oluşumunu önlemek için damarların etkilenen bölgeye kan temin etmesini önleyen hafif derecede invazif bir prosedürdür.
Histerektomi, tamamen tedavi etmenin tek yoludur ve uterusun tamamen cerrahi olarak çıkarılmasını gerektirir. Bu sadece en ciddi vakalarda ve daha fazla çocuğu olmasını planlamayan kadınlar için önerilir.
Kaynak Site: http://www.thisisendometriosis.com
Çeviren: Dr. Işıl AYHAN