Anahtar Noktalar
Ameliyat öncesindeki ağrının şiddeti cerrahi müdahaleye cevapsızlığın tek öngören faktörüdür. Endometriozisli kadınlar, kapsamlı cerrahi tedavi prosedürlerine rağmen, özellikle ağrı açısından iyileşmeyebilirler. Endometrioziste yaşam kalitesindeki değişiklikleri anlamak için kapsamlı cerrahi tedavi yöntemleri ile yönetilen kadınlarda sağlık sonuçları ölçüleri kullanılabilir. Bu kohort çalışmada, 2007-2014 yılları arasında gerçekleştirilen iki çalışmadan elde edilen veriler incelendi ve endometriozis ameliyatı geçiren kadınlarda yanıtsızlık için prediktif faktörler değerlendirildi.
İlk çalışma, ileri evre rekto-vajinal endometriozis için laparoskopik (kapalı ameliyat) cerrahiyi değerlendiren tek merkezli prospektif (ileriye dönük) bir kohort çalışmasıydı. İkincisi, CO2-Lazer’e karşı harmonik kullanılan kadınları değerlendiren çift kör, randomize kontrollü bir çalışmaydı.
Bu çalışmaların birincil sonucu, pelvik ağrı ve yaşam kalitesinin değerlendirilmesiydi. (QuOL). Görsel analog skalaları (VAS), Endometriozis Sağlık Profili 30 (EHP-30), Gastrointestinal Yaşam Kalitesi İndeksi (GIQLI), EuroQol-5 (EQ-5D) ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Skoru (HADS) anketleri preoperatif (ameliyat öncesi) olarak ve postoperatif (ameliyat sonrası) 12. ayda iki kez kullanıldı. Cerrahi yöntem, hastalık tipine göre belirlendi. Yüzeyel lezyonlar için laparoskopik periton eksizyonu veya lazer ablasyon kullanılırken , derin infiltran endometrioizs için total histerektomi (rahim alınma operasyonu) ve bilateral salpingoooferektomi (iki taraflı yumurtalık ve tüplerin alınma operasyonu) ile birlikte veya sadece laparoskopik barsak cerrahisi (tıraşlama, disk veya segmental rezeksiyon) yapıldı.
EHP-30 güvenilir bir parametre olup yüksek puanlar sağlık durumunun kötü olduğunu gösterir. GIQLI ise, bağırsak fonksiyonunun değerlendirilmesini sağlar; düşük puanlar kötü durumun göstergesidir. EQ-5D, yaşam kalitesini tanımlayıcı ve görsel bir analog sistem ile değerlendirmek için kullanılır, daha yüksek puanlar GIQLI’de olduğu gibi daha iyi bir yaşam kalitesini gösterir. HADS, kaygı ve depresyonun değerlendirilmesi için ve VAS kronik pelvik ağrı, dismenore, disparoni ve diskeziyi değerlendirmek için kullanılır. Tedaviye yanıtsızlık, postoperatif dönemde iyileşme olmaması veya kötüleşen ağrı skorları olarak tanımlanmadı. Sonuçlar: Kriterlere uyan toplam 198 kadın dahil edildi.
Rektovajinal endometriozis nedeniyle 96 hasta, yüzeyel hastalık nedeniyle 102 hasta opere edildi. Kadınların% 17.85’i (% 24.51’i yüzeyel endometriozisli ve % 10.41’i derin endometriozisli) ameliyat sonrası 12 ayda yanıt vermeyenler olarak belirlendi. Yüzeyel endometriozisi olan kadınlarda tedaviye yanıtsızlık için, tüm bu skorları kullanarak anlamlı bir prediktif faktör saptanamamıştır. Derin infiltran endometriozisli kadınlarda, tedaviye yanıtsızlığı öngörmede daha az preoperatif ağrı ve hisler olmak üzere sadece iki önemli prediktif faktör bulundu. Derin endometriozisli kadınlarda radikal barsak ameliyatı yapıldığında, konservatif barsak ameliyatına kıyasla tedaviye yanıtsızlık oranı daha yüksektir. Eşzamanlı total histerektomi ve bilateral salpingoooferektomi, tedaviye yanıtsızlık sonuçlarını değiştirmedi. Çalışmanın gücü ve sınırlılıkları: Çalışmanın gücü, endometriozis cerrahisinde yanıtsızlığı araştıran ilk çalışma olmasıdır. Retrospektif olması bu çalışmanın bir kısıtlılığı olabilir.
ÖZET
Endometriozis, endometrial glandüler ve stromal hücrelerin uterus boşluğu dışındaki lokalizasyonu olarak tanımlanır. Kapsamlı araştırmalara rağmen, endometriozisin optimal yönetimi hala belirsizliğini koruyor. Analjezik ilaçlar, hormonal tedaviler ve cerrahi müdahaleler gibi tedavi seçenekleri vardır. Endometriozis için geniş cerrahi operasyonlara rağmen hala nüks riski vardır. Bir grup İngiliz bilim adamı Ghai ve arkadaşları, “Journal of Minimally Invasive Gynecology” isimli dergide “Endometriozis İçin Kapsamlı Cerrahi Tedavi Uygulanan Kadınlarda Tedaviye Yanıtsızlıkla İlişkili Preoperatif Faktörlerin Belirlenmesi” başlıklı bir çalışma yayınladı. Yazarlar, endometriozis ameliyatı geçiren kadınlarda yanıtsızlığı öngören faktörleri değerlendirmeye çalıştılar.
Ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası 12. ayda VAS, EHP-30, GIQLI, EQ-5D ve HADS kullanılarak iki çalışmadan elde edilen verilerin analizini yaptılar. Yüzeyel endometriozis için tedavi edilen kadınların, derin endometriozis için tedavi edilenlere kıyasla yanıtsız olma olasılığı daha yüksekti ve yüzeyel endometriozisi olan kadınlarda yukarıdaki skorların hepsinin kullanılmasıyla prediktif faktör tespit edilememiştir. Bununla birlikte, derin endometriozisi olan kadınlarda, sadece iki önemli prediktif faktör tedaviye yanıtsızlığı öngörmüştür: daha az preoperatif ağrı ve hisler. Yazarlar, ağrının ciddiyetini, tedaviye yanıtsızlık ile ilgili tek faktör olarak önermiştir. “Ağrı yönetiminin fizyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerini ele alan sağlık uzmanları tarafından bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor” dedi.
Kaynak Site: endonews.com
Çeviren: Dr. Seher SARI